Hititlerin ve leblebinin şehri, Çorum Karadeniz ile İç Anadolu'nun kesiştiği bir konumda bulunan merkez nüfusu 240.000 civarı olan orta büyüklükte bi kentimizdir. Kuzeydeki Osmancık ve Kargı haricinde karadeniz iklimi fazla hissedilmez.
Hititlerin başkenti Hattuşaş ve diğer bir önemli kenti Alaca Höyük Çorum ili sınırları içerisinde bulunmaktadır. Her ne kadar fazla turist çekemese de iki antik şehir de görülmeye değerdir. Bunun bir göstergesi olarak Hattuşaş UNESCO dünya tarih miraslarına eklenmiş Türkiye'deki 9 tarihi mekandan biridir. İki antik şehrin yakınında da müze mevcuttur.
Şüphesiz ki Çorum şehri en güzel zamanlarını Hititler zamanında yaşadı. Sonrasında ise uzun süre unutuldu. Çorum şehir merkezine ilk olarak ne zaman yerleştiği bilinmese de ilk olarak Roma döneminde şehir statüsü kazandı. Ama her 30, 40 yılda olan büyük depremlerin büyük can ve mal kaybına yol açması ve şehir merkezinde su sorunu olması nedeniyle bir türlü gelişemedi. Ta ki Ankara başkent olana kadar. Ankara ile Samsun arasında bulunan Çorum, Ankara başkent olduktan sonra konumu nedeniyle önem kazandı.
Cumhuriyet kurulduğunda Anadolunun orta büyüklükte bir kasabası olan Çorum, İskilip'in yarısı kadar nüfusu olmasına rağmen vilayet yapıldı. 1950'den sonra şehirde birbiri ardına fabrikalar açılmaya başlandı. İlk açılan fabrikalar tuğla - kiremit, un tarzı şeyler üreten hafif sanayi kolları ve çimento fabrikasıydı. Çorum yıllar geçtikçe artan tuğla ve kiremit fabrikalarıyla şu anda Türkiye'nin en büyük üreticisi konumundadır. Yumurta ve makine sektörlerinde de iddalı olan Çorum'da sanayi gün geçtikçe şehre paralel şekilde gelişmektedir.
Çorum'un bir diğer özelliği de özellikle Osmancık ve Kargı'da yetişen pirinçtir. Kızıl Ormanın suyuyla sulanan çeltik tarlalarını Türkiye'nin en ünlü ve lezzetli princi yetişir.
Köyden kente göç dalgası 2000'ler de yerini küçük kasaba ve şehirlerden büyük şehirlere değiştirdiğinde komşuları bundan zararlı çıkarken Çorum sanayisi ve konumu sayesinde nüfusunu bir buçuğa Katlamalı başardı.
Ayrıca Çorum şehir planı, ucuzluğu, sıcak kanlı insanlarıyla Türkiye'nin en yaşanabilir şehirlerinin arasındadır. Bunun en büyük kanıtı Çorum'dan başka şehre tayin olmak istemeyen ve emekli olduktan sonra bile Şehri terk etmeyen memurlardır.
Çorum ne yazıkki yurt genelinde çok kötü bir izlenimle anılıyor. Halbuki şehir olarak çok güzel bir şehirdir. Bir sürü parkı, geniş yolları, düzenli yapılaşması, trafiğin neredeyse hiç olmaması ile en azından Orta Karadeniz'in incisi ünvanını hak eden bir şehir Çorum. İnsanı ise sanılanın aksine göbel, heri gibi bir kaç Çoruma özgü kelimeyi saymazsak garip bir Lehçe kullanmaz. Hatta Türkiye geneline göre daha iyi bir Türkçeyle konuşurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder