21 Haziran 2016 Salı

Haftalık #1

Wi-fi’ye erişememem, çok yoğun olmam, durmadan bir oraya bir buraya seyahat etmem gibi nedenler böyle saçma bir uygulama ile sizlerin karşınıza çıkmama vesile oldu. ‘Haftalık ne ola ki?’ sorusunu soruyorsanız eğer: Günlüğün haftalık versiyonu. Bir hafta boyunca başımdan geçen olayları ana hatlarıyla sizlerle paylaşacağım. Bu sayede her gün yeni bir yayın vizyonunu daha kolay gerçekleştirebileceğim.
Karabük’teki son haftamda arkadaşlarımın da etkisiyle çok fazla para harcamaya başlamıştım. Bu yüzden kaçarcasına memleketime döndüm. Evden çıktığımız için bütün eşyalarımı iki valize sıkıştırdım. 2 Valiz toplamda benim ağırlığımın bir buçuk iki katı gelirdi herhalde. Bu yüzden zor geçen bir yolculukla Çorum’a vardım.
Çarşamba günü akşamı Çorum’daydım. O günüm uyuklamak ve uymakla geçti. Perşembe günü çamaşırlarımı makineye attım, bahçeden erik topladım ve giysi olmayan eşyalarımı yerleştirmekle uğraştım. O gün yaptığım en iyi şey erik toplamamdı. 13 Yıl önce boş bir alanda bulduğum çimlenmiş bir erik çiğidini alıp bana ayrılmış 2 metre karelik alana dikmiştim. Meyvesini yemek bu güne nadipmiş.
Cuma günü fark ettimki Yobit beni imza kampanyasından atmış. Böyle birşey olacağını sezmiştim aslında. Çünkü durmadan şans oyunları bölümünde kullanıcı adı yaz bonus kazan tarzı konulara yazmaya başlamıştım. Bunun üzerine bir süre Bitcoin Talk hesaplarımla sadece potansiyel activity kasmaya karar verdim. Ayrıca cuma günü babamla çarşıya gidip pazar gününe Adana’ya otobüs bileti aldık. Yani benim için yine yol görünüyor. Yine Cuma günü akşam çarşıda çocukluk arkadaşımla buluştum. İki çay içip Türkiye-İspanya maçını izledik.
İnşallah önümüzdeki haftalarda şunu çizdim, şunu yazdım, şunu okudum tarzı haftalıklar yazabilirim. Şimdilik bu kadar. Sağlıcakla kalın...

20 Haziran 2016 Pazartesi

Sihirli Lamba 3. Bölümün Hikayesi

Sihirli Lamba'nın 3. bölümünü Wolftoon'dan okuyabilirsiniz.

Bu bölümde daha önce çizdiğim 2 bölümde gözüme çarpan hataları mümkün olduğunca düzeltmeye çalıştım. En düzgün çizdiğim bölüm buydu. Aynı zamanda en hızlı çizdiğim bölümde buydu. Bu yüzden bu bölüm hakkında konuşacak pek fazla bir şeyim yok. Bu kadar kısa bir yazı ile bitirmek istemediğimden Sihirli Lamba seri ile ilgili genel konular ve önümüzde el atmayı düşündüğüm projeler hakkında konuşmak istiyorum.

Sihirli Lamba kendimi geliştirmek amacıyla yaptığım bir çalışmaydı. Kendimi geliştirmekle kastettiğim şey; Son zamanlarda fazla bir şey çizmiyordum. Bir şekilde yeniden bir şeyler çizmeye başlamam lazımdı. Ve bunu fanart tarzı bir şeyle değil de okunacak bir şeyle yapmak istiyordum. Aceleyle başladım ve aceleyle bitirdim. Her zaman şunu yapacağım, şunu çizeceğim, şunu yazacağım tarzı düşünceler aklımdan geçmesine rağmen bir türlü bu düşünceleri uygulayamıyordum. Uygulamaya başlasam bile işin daha başında bırakıyordum. Bu yüzden başka kişilerin çizdiği şeyleri gördükçe "Elin oğlu benim gibi yapacağım demiyor yapıyor. O zaman bende fazla düşünmeden bir şeyler yapmaya başlamalıyım" düşüncesini benimsemeye başladım. Bu nedenle bir anda aklıma gelen bu fikri hemen uygulamaya karar verdim. Adını bile fazla düşünmedim. Sonuç olarak fazla düşünmeden giriştiğim bu işle Sihirli Lamba ortaya çıktı.

19 Haziran 2016 Pazar

Kendi Diktiğim Eriği 13 Sene Sonra Yeme Keyfi

Küçüklüğümde tarıma ilgi duyardım. Annemgile ısrar etmemle birşeyler dikme için bana küçük bir alan ayırdılar. Çorum'daki bazı apartmanlarda apartmanın bahçesininin bir bölümünü daire sayısınca bölmek gibi bir uygulama var. Her aile kendine ait olan yere bir şeyler ekip uğraşıyor. Annemle babam daha ben istemeden bize ait olan bahçeden 2 metrekarelik küçük bir alanı bana bıraktılar. Annemle babamdan hiç beklenmeyecek bir şekilde bana hiç karışmadılar. Kişilikleri gereği normalde şunu dik, bunu dikme tarzı şeylerle beni çileden çıkarırlardı. Allahtan bana karışmadılar da bu sayede şu an 5 kilodan fazla erik toplayabildim.

Tarıma ilgim sağda solda bulduğum çürümüş soğanları dikmemle başladı. Ardından apartmanın bahçesinde kimseye ait olmayan alanlarda biten marulları toprağıyla sökerek kendi bahçeme diktim. Atılan kurtlu fasulyeler, bulduğum nane çöpleri derken sebzelerle dolu bir bahçe yarattım. 

Tabii sadece sebzelerle yetinmeyi düşünmüyordum. Bahçede yere atılan meyve çekirdeklerinin çimlendiğini görünce hemen meyveleri de toprağıyla birlikte söküp bahçeme dikmeye başladım. Ama meyveler marullar kadar dayanıklı değildi. Belki de yüze yakın meyveyi bu şekilde bahçeme dikmişimdir. Ama sadece 5 veya 6 tanesi kurumadı. Babam 1 tane elma 1 tane de erik ağacı hariç diğerlerini söküp bahçenin diğer farklı taraflarına dikti. Çünkü 2 metrekarelik alanda iyi büyüyemiyorlardı. Ama bu ağaçların hepsi kurudu.

Hala bahçemde olan 2 ağaçtan elma ağacının meyvelerini geçtiğimiz yıl yeme fırsatım oldu. Ama bu yıl ağaçta hiç meyve görmedim. Soğuk vurmuştur herhalde. Erik ağacının eriklerini geçen sene mahallenin çocukları talan ettiği için yeme fırsatı bulamamıştım. Ama bu sene 5 kilodan fazla erik topladım bir ağaçtan. Çorum'da yaşayıp ağaçla ilgilenebilsem çok daha fazla verim alırdım herhalde.

18 Haziran 2016 Cumartesi

Visual Kei Grupları Top 5'im

Visual Kei, kısaca 1980'lerde ortaya çıkmış görsel stil anlamına gelen Japon Rock ve Metal akımıdır. Kostüm ve makyajları oldukça sıra dışıdır. Genellikle de kadınsıdır. Bu akımın biraz içine girdiğinizde göreceksiniz ki neredeyse bütün visual kei grupları erkeklerden oluşur. Ama arada sırada kızlardan oluşan visual kei grupları da vardır. Mesela Exist†Trace tamamen kızlardan oluşmaktadır. Kliplerini izleyenler "Bu travesti kılıklı adamları dinleyenin taa ..... " diye saydırmaya başlayabilir haklı olarak. Ama görünüşlerinin yanında müzik tarzları da sıra dışıdır. Benim de bu tür grupları dinlememdeki ana etken bu. Yine de illa da visual kei diye yanıp tutuşmuyorum. Çoğu visual kei grubunun üyelerinin dış görünüşlerinden de tiksiniyorum.

5. The Gazette
Dünyada en çok tanınan visual kei grubu şüphesiz The Gazette'dir. Bazı şarkılarından çok nefret etsem de bazı şarkılarını da çok seviyorum. Çok fazla popüler olmaları da bir başka kötü yönleri (benim için). Ortalıkta .... oppa diye dolaşan Kore fanlarından gına geldi zaten bir de bu The Gazette fanlarını görünce deli oluyorum. En çok sevdiğim şarkıları; Filth in the Beauty, Pledge, Cassis, Remember the Urge, Red...

4. Sel'm (Selim)
Metal tarzı müzikler yapan bir grup. En çok sevdiğim şarkıları: Brave, Shine, Dears

3Mucc
Vokalistin sesi çok hoşuma gidiyor. En çok sevdiğim şarkıları: Nirvana, Saishuu Ressha, Mr. Liar, Ryuusei, Ware Arubeki Basho, Dejavu...

2. Deathgaze
Deathgaze adında da anlaşılacağı üzere sert bir müzik anlayışları var. Genel olarak şarkılarının hepisini seviyorum. En kötü şarkıları bile dinlemeye değecek kalitede bana göre. Bu grubun en çok sevdiğim şarkıları: The Underworld, Dead Blaze, Ring the Death Knell, Useless Sun, Sorrow, Abyss, Allure, Dearest, Amends

1. Deluhi
2011 Yılında dağılmış olan bir grup. İlk başlarda bu grubu sevmemin sebebi gitaristleri Leda idi. Ama sonradan anladım ki grubun en önemli üyesi Leda ve diğer üyeler Leda'yı mükemmel bir şekilde tamamlıyor. Ama ne yazık ki grup 2011'de dağıldı. Leda şimdi Babymetal isimli bir pop grubunun arkasında maske takarak gitar çalıyor. Nereden nereye. Babymetal'in arkasında çalan diğer kişiler de Leda gibi ünlü ve dağılmış grupların elemanları. Bir daha Deluhi gibi bir Japon grubu ne zaman görürüz Allah bilir.
Bu grubun en sevdiğim şarkılarını yazmayacağım çünkü şarkılarının neredeyse hepsi çok güzel.

17 Haziran 2016 Cuma

Jeju Adası


Genel Özellikleri
Jeju, Güney Kore'nin güneyinde yer alan bir adadır. Aynı zamanda Güney Kore'nin 16 idari bölgesinden (ilinden) nüfusu en küçük olanıdır. Jeju, Güney Kore'nin diğer illerinin aksine özerk statüsündedir. Yani Jeju ili kendi kendini yönetmektedir. Jeju ili kendi içinde 2 şehre (ilçeye) ayrılır. Bunlar ille aynı isime sahip yani bir nevi merkez ilçe ola Jeju ve Seogwipo'dur. Jeju ilinin toplam nüfusu 604.771'dir. Bu 604.771 kişinin 435.413'i Jeju ilçesinde, 155,691 kişi ise Seogwipo'da yaşar. Geriye kalan kişiler ise köylerde, daha küçük kasabalarda ve Jeju'ya bağlı diğer adalarda yaşamaktadır. Jeju adası ulusal parlamentoda 2 sandalye ile temsil edilir.

Ekonomi
Adanın en büyük geçim kaynağı turizmdir. Jeju adasının 2007'de Dünya Doğa Mirası listesine alınması ve dünyanın yeni 7 harikası arasında gösterilmesi sayesinde yerli ve yabancı bir çok turist bu adayı ziyaret eder. Turizm dışında turunçgil tarımı ve balıkçılık gibi tarım faaliyetleri Jeju'nun ekonomisinde önemli yer tutar. Ayrıca Daum Communications'un merkezi Jeju adasında bulunmaktadır.

Jeju
Jeju ilçesi ilin merkezi olduğu için en gelişmiş yerleşim birimidir. Jeju adasını ziyaret eden bütün turistlerin yolu bu şehirden geçmektedir. Kısaca Jeju'nun bütün ulaşım ağı merkez ilçeye bağlıdır. Ve adadaki otellerin çoğu bu şehirdedir. Turizm dışında portakal ve mandalina gibi turunçgilleriyle meşurdur.

Seogwipo
Şehir Jeju adasının güneyinde bulunmaktadır. Bu şehirde turizm ile geçimini sağlamaktadır.


16 Haziran 2016 Perşembe

Mara Adası (Marado) [Güney Kore] 2

Kıyı Şeridi
Marado son derece kayalıklı bir sahile sahiptir. Adada deniz mağaraları bile bulunmuştur. Adanın bir uçtan bir uca sahil uzunluğu 4.2 kilometredir. Ada sahili görebileceğiniz bir yürüyüş yolu ile çevrilidir. Adanın etrafını yürüyerek bir saatte dolaşmak mümkündür.
Gelgitlerin meydana getirdiği erozyon nedeniyle doğu kıyısı ada sakinlerinin Gue Jeong dediği son derece sıradışı uçurumlardan oluşmaktadır. Bu uçurumların uzunluğu 39 metreye kadar uzanır. Ve Kore kaktüsler ve ditch deeds (Türkçeye çeviremedim) gibi bitkiler buralarda bulunur.
Mara adasında 4 tane rıhtım bulunur. Bunlar; Sal-rae duck, Jariduck, Jangsiduck ve Sinjak-no isimli rıhtımlardır. Balık yılın her zamanı bol ve çeşitlidir. Özellikle de Jariduck iskelesi tarafında.

Günümüzde
Şu an Marado'da bir ilk okul, polis karakolu, kilise, tapınak ve deniz feneri bulunmaktadır. Adada kırk hane vardır ve günde ortalama 700 turist bu adayı ziyaret eder. Turistler için 50 turistik tesis yapılmıştır.
Adadaki deniz feneri
Çevre
Marado'nun bazalt kayalıklardan oluşan kıyı şeridi bir çok kabuklu deniz canlısının evidir. Adanın orta kesiminde küçük bir orman bulunmaktadır. Ama bu orman sonradan dikilme ağaçlardan oluşmaktadır ve bir çit ile korunmaktadır.

Turistik Yerler
Güneş Enerjisi Santrali
Marado'nun doğu sahilinde bir güneş enerji santrali vardır. Bu santral 30 kW kapasitesindedir ve 27 henenin elektrik ihtiyacını karşılar.

Çikolata Müzesi
Bu küçük müze Marado'da kesinlikle görülmesi gereken belli başlı yerlerden biridir. Bina rönesans tarzıyla inşa edilmiştir.

Cheonyeodang Tapınağı
Cheonyeodang Marado'da kesinlikle görülmesi gereken küçük bir tapınak. Bu tapınakta insanlar dalgıçların selameti için dua ederler.

Janggun Kayası
Janggun Kayası Generalin kayası anlamına gelmektedir. Geleneksel olarak bu kaya ada sakinleri için önemlidir. Kıyı sakinleri yaygın olarak Janggun kayasının, doğa ve doğa bilinci için kutsal olduğuna inanır.

Yazı dizisinin 3. ve son bölümü Mara adası yorumum eşliğinde foto tur yakında yayında

15 Haziran 2016 Çarşamba

Sihirli Lamba 2. Bölümün Hikayesi

Sihirli Lamba'nın 2. Bölümünü Wolftoon'dan okuyabilirsiniz.

1. Bölümde yaptığım karakterlerin duruş açısındaki hatayı bu bölümde düzelttim. Ama bu kezde yine göze batacak bir hata yaptım. Çocuğu bir önceki ve bir sonraki bölümdekinden çok büyük çizdim. Ayrıca yüzünü de ne kadar benzetmeye çalışsam da bir önceki bölümdekine benzetemedim. Çocuğun elini de doğru düzgün çizemedim. Bütün bu aksilikler bana bir kez daha gösterdi ki benim oturup doğru düzgün insan anatomisine çalışmam lazım. Ama yeni denediğim her şey böyle fiyasko ile sonuçlanmadı. Cin'in yönünü çok iyi bir şekilde değiştirebildim.

Şu an çok sıkışık bir durumdayım. Evimden barkımdan oldu. Yine de aklımın bir köşesinde yeni giriştiğim Wolftoon projesi var. İleri de çizim yapamama veya daha az çizim yapma ihtimalime karşı bir light novel projesinin temellerini atmaktayım.

Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. 3. Bölümde görüşmek üzere...