13 Temmuz 2016 Çarşamba

Sihirli Lamba 4. Bölüm Hikayesi

Geldik son bölümün hikayesine. Bu bölümü yazmam da çizmem de çok uzun sürdü. Ve bir sürü sıkıntı ile yüzleştim. Bir hikaye, çizgi roman vb. 'ye bir başlamak bir de bitirmek çok zordur. Ben de Sihirli Lamba'ya güzel bir son bulabilmek için baya bir düşündüm. Çizmeye baladığım zaman, hatta ilk bölümü Wolftoon'da yayınladığım zaman nasıl bitireceğim daha kafamda bile şekillenmemişti. Ama 1 ay gibi uzun bir zaman da bu işin üstesinden gelerek nasıl bir şey yazacağımı tam olarak belirledim.

Çizimde insan anatomisine tam olarak vakıf olamamamın bir sonucu olarak bir çok taslak ve 
çizimden sonra şimdiki çizimi oluşturabildim. Defalarca başarısız olamama rağmen vaz geçmeden çabalamaya devam etmem sayesinde çizimim yeteneğimin biraz daha geliştiğini hissediyorum.

Sonunda bir şekilde Sihirli Lamba'nın sonuna geldik. Okuya veya okuyacak olan her kese teşekkür ederim.

Bundan sonra yapacaklarım arasında kafamdaki ilk şey Sana Bir Şey Sorabilir Miyim? isimli webtoon'umu  renklendirmek, gerekli düzenlemeleri ve düzeltmeleri yaparak yayına hazır hale getirmek. Ama bunu bu hafta pazar gününe kadar bitirmemin imkansız olduğunu düşündüğüm için webtoon'la uğraşırken bir yandan da bir karikatür çizerek haftayı boş geçirmemeye çalışacağım.

Haydi kalın sağlıcakla...

12 Temmuz 2016 Salı

Kötü Kedi Şerafettin'de Çorum Tuğlası

Animasyon filmini izleyene kadar Kötü Kedi Şerafettin'in sadece ismini duymuştum. Animasyon filmi hoşuma gidince resmen Türkiye'nin çizgi roman deposu işlevini gören çizgi roman forumu Çizgili Forum'da Kötü Kedi Şerafettin var mı diye aradım ve buldum. Hemen okumaya başladım ama görüntü kalitesi kötü olduğundan okuyamıyordum. Bu yüzden ben de ara verdim. Lakin bilgisayarımı windows 10'a yükselttiğimde gelen bir program sayesinde çok rahat okuyabildiğimi farkedince okumaya baştan başladım.

Birinci cildi okurken seksen sekizinci sayfadaki bir panel bir Çorumlu olarak dikkatimi çekti. Şerafettin, çöplükten Cihangir'e gitmek için çöp kamyonunu gasp ediyor. Ve bunu yaparken de Çorum tuğlası kullanıyor. Demek ki o zamanlar da (1996-1997) Türkiye'de en çok tuğla ve kiremitin üretildiği şehir Çorum'du.

Fazla lafı uzatmadan o panelle sizi başbaşa bırakıyım;


1 Temmuz 2016 Cuma

Haftalık #4

Cumartesi günü ikindi vakti yanıma babamı alıp gezmeye çıktım. Amacım Yumurtalık'ta geçirdiğim bu günlerin hatırına bir kaç fotoğraf çekinmekti. Evden çıkıp limana doğru yol aldık. Plajın hemen yanında denizdeki kale manzaralı I ♡ Ayas  yazısını gözüme kestirmiştim. Tam da benim gibi hatıra amaçlı fotoğraf çektirmek isteyenler için yapılmış bir platformdu. Ama güneş yüzünden orada fotoğraf çekemedim. Kara kalesinin kenarında yine denizdeki kale manzaralı ve fazla güneş vurmayan yerlerde tek başıma ve babamla birlikte fotoğraflar çekitim. Sonra limanda ve Kaymakamlığın arkasındaki kayalıklarda bir kaç tane daha fotoğraf çekindim. Çektiğim selfieler ile yetinmek gibi bir düşüncem yoktu. Bu yüzden fotoğrafları babama çektirmeye karar  verdim ama o da bir çok defa ikâz etmeme rağmen hep kendi parmağıyla objektifi biraz veya tamamen kapatmış. Yani kendi parmağını çekmiş. En son kaktüslü bir duvarda fotoğrafımı çektirdim babama. Fotoğraf komple babamın parmağıydı. Babama ve güneşe sinirlenip eve geri dönmeye karar verdim bende.    

Cumartesi akşamı annemden beklenmeyecek bir şekilde 'Çorum'da denizi filan göremeyiz, gidene kadar her akşam denize gidelim' dedi. Böylece cumartesi ve pazar akşamları yarım saatliğine denize girdik.  Tabii biz yüzmeyi bilmediğimizden kaplıcaya girer gibi denize girip girip çıkıyorduk.

Pazartesi günüm boş geçti. Salı günü akşamı ise Çorum'a gittik. Çarşamba sabahı evimdeydim. Akşama kadar yatmayı planlıyordum. Ama yeğenlerim öğle vakti uyandırdı. Ve Akşama kadar onlarla oynayarak günü bitirdim.

Bu haftalıktan da bu kadar. Önümüzdeki hafta görüşmek üzere...