7 Şubat 2018 Çarşamba

Gözlüklü Samuray: 3.Bölüm: Zafer


Takaoji'nin etrafı bir anda otuz otuzbeş tane kılıçlı denizciyle sarılmıştı. Okyanusa bakan tarafta ise ona yakın denizci tüfetlerine barut doldurmuş Takaoji'ye doğru nişan almış bir vaziyette bekliyorlardı. Ama tükekler işe yaramazdı çünkü etrafını saran kalabalık denizci topluluğundan Takaoji zar zor gözüküyordu. Hiç bir denizci silah arkadaşını vurmak istemediğinden uygun anı kolluyordu.

Teğmen Bross, en kısa sürede bu ufak çatışmadan zaferle ayrılmak istiyordu. "Ne dikiliyorsunuz  saldırsanıza!" diye bağırdı. Etrafını saran kılıçlı denizcilerin hepsi Takaoji'ye doğru saldırıya geçtiler. Takaoji ne yapacağını belirlemişti, tüfeklere hedef olmayacağı bir yerden denizcileri yaracak sonra bunu denizcilerin sayısı azalana kadar yapmaya devam edecekti. Sonrasında da bir denizciyi rehin alıp tüfeklere karşı kalkan olarak kullanarak kendisini hedef alan tüfeklere olabildiğince yaklaşıp bu savaşa son noktayı koymayı düşünüyordu.

Ama her zaman planlandığı gibi gerçekleşmez olaylar. Teğmenin durmadan emir yağdırması sayesinde denizciler Takaoji'ye saldırma fırsatı vermeden onlar saldırıya geçmişti. Takaoji aklı bir anda eski günlere gitti. Dudaklarından kısık sesle şu kelime çıktı: "Düşünme sadece savaş." Bir anda ona kılıç kullanmayı öğreten hocası aklına gelmişti. "Bütün düşüncelerden kendini arındır ve sadece kılıca odaklan. Kılıç bir araç değil o senin parçan." İlk başta anlamıyordu bu sözleri ama zamanla alışmış ve kendini kılıca adamış bir samuray olmuştu. Ama kafasında kuşkusuz çok düşünce vardı. Neden ihanete uğramıştı? Bu lanet adadan nasıl kaçacaktı? Ama Takaoji artık bu düşüncelerden arınmıştı.

Kılıcına kısa bir bakış attı. Sonrasında ileriye doğru bir adım atarak en yakın denizciyi kolundan yakalayıp arkasındaki denizcilerin üzerine doğru itti. Arkası kısa bir süreliğine temizlenmişti. Vakit kaybetmeden ön taraftan gelen saldırıları kılıcıyla bloke edip karşılığını verdi. Takaoji çok hızlı kılıç kullanıyordu. Denizciler karşılık veremeden kendilerini yerde buluyorlardı.

Sadece üç dakika sürmüştü Takoji'nin denizcileri yenmesi. Bir denizciyi kendisine siper ederek kendisine doğrultulmuş tüfekleriyle ona yakın denizciye doğru hızla koştu. Teğmen "Vurun onu!" diye emir verdi. Teğmenin emriyle denizciler ateş açtılar ama bütün kurşunlar denizciye isabet etti. Silahları boşalmış denizciler çareyi Takaoji'nin önünde diz çöküp af dilemekte buldular. Teğmen de emrindeki denizcilere uymuş salya sümük ağlıyarak Takaoji'den bağışlanma diliyordu.

Takaoji etrafına baktığında çevresinde onlarca denizcinin öle veya baygın bedeni ve korkudan titreyen ama ilk kez böyle bir manzarayla karşılaştıkları için izlemekten kendilerini alıkoyamayan ada halkıyla karşılaştı. Kalan denizcileri bağışlamaya karar verdi. Çünkü onlar Gözlüklü Samuray Takaoji'nin namını yayacaklardı. Kılıcını indirdi ve gemiye doğru ağır adımlarla yürüdü.

İhtiyar, Takaoji'nin arkasından şaşkınlık ve üzgünlükle karışık bakışlarla bakarken Takaoji bir kere bile arkasına dönüp bakmadan gemiye bindi. Bir gün öncesine kadar bir korsan kaptanı olan Takaoji şimdi bir denizci gemisiyle tek başına uçsuz bucaksız Güney Maviye yelken açıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder