10 Haziran 2016 Cuma

Sihirli Lamba 1. Bölüm Hikayesi

Wolftoon'da her hafta yayınladığım, karikatür, webtoon vb. şeyleri nasıl yaptığım, yaparken ne zorluklarla karşılaştığımı vs. yazmaya karar verdim. Bu tarz yazıların başlığı da bu yazı da olduğu gibi .......'in hikayesi şeklinde olacak.

Sihirli Lamba'nın 1. bölümünü Wolftoon'dan okuyabilirsiniz. Bu karikatürü veya webtoonu artık ne derseniz bu halde çizmeyi düşünene kadar kafamdaki düşünce bir çok kere değişti. İlk başta Tamen de Gushi ve 19 Tian gibi her bölümü 5-10 panellik bir şey çizmeyi düşündüm. Düşündüm taşındım ama aklıma doğru düzgün bir şey gelmedi. Ta ki bir kaç tane karikatüre bakana kadar. Aklıma benzer bir formatı karikatürle oluşturmak geldi. Ülkemizde çizgi roman ile karikatür arası şeyler genellikle Fransız-Belçika çizgi romanları gibi koca bir sayfaya bir sürü panel sığdırılarak yapılıyor. Ama ben bunu Kore webtoonları gibi uzun tek şerit halinde çizersem nasıl olur diye düşündüm. Senaryoyu yazdım. Senaryo aşamasında iken 2 şey bölümden oluşuyordu ve her bölümde 2 panel vardı. Aslında uzak doğu çizim tarzıyla (anime-manga) çizmeyi düşünmemiştim. Normal/klasik Türk karikatür tarzında çizmeyi düşünüyordum. Referans oluşturabilecek bir sürü karikatürü açtım ve kafamda nasıl bir şey çizeceğim canlandı. Ama taslağı çizmeye başladıktan 2 dakika sonra kalemi bırakıp çizdiklerimi sildim. Referans aldığım şeylerden daha iyi çizmeme rağmen çizdiğim şeyler hiç hoşuma gitmedi. O zaman fark ettim ki karikatür tarzıyla isteyen her kes bir şeyler çizebilir ve zaten çiziyorlar. Benim buna bir şeyler katmam lazımdı. İşte o zaman çok klasik ve önceden başkaları tarafından da çokça denenmiş bir şey aklıma geldi. Karikatür ile Uzak Doğu çizimini birleştirmek. Daha doğrusu karikatür formatında uzak doğu çizim tarzıyla çizilmiş bir şey ortaya çıkarmak. Hemen bu şekilde çizmeye başladım.

Büyük bir yanlış yaptığımı ilk bölüm bitince farkına vardım. İlk bölümün taslağı bittiği gibi hemen asıl çizime geçmiştim. Ama çizimi tamamen bitirdiğimde fark ettim ki karakterler klasik karikatürlerin bir çoğunda olduğu gibi direk okuyucuya bakıyor. Halbuki bu gibi bir durumda karakterler 3/4'lük birbirlerine dönmüş olarak görünmesi daha mantıklı olurdu. Sonraki bölümlerde bu hatayı düzelttim ama bu ilk bölüm böyle kaldı.

9 Haziran 2016 Perşembe

Paypal'a Alternatif

Eğer Paypal kullanıyorsanız şu üzücü haberi almışsınızdır; Paypal artık Türkiye'de faaliyet göstermeyecek. Yani Paypal hesabınızla para gönderemeyecek, alamayacaksınız, alışveriş yapamayacaksınız vb. Bu olay bir çok kişi gibi beni de Paypal'a alternatif bir internet bankacılığı platformu arayışına itti. Ama Paypal'a alternatif olabilecek bir şey bulamadım. Çünkü hiç biri Paypal kadar çok kullanılmıyor. İkinci neden ise neredeyse bu tarz internet bankacılığı platformlarının hepsi çok karışık ve çok fazla kesinti yapıyor.

Paypal'ın Türkiye'den çekilmesi ve yerine kullanabileceğim bir şey bulamamam benim moralimi bir hayli bozdu. PopAds.Net, Adf.ly, Link.tl gibi şeylerden ödememi Paypal yardımıyla alıyordum. Link.tl Türk şirketi olduğundan başka ödeme yöntemleri getirdi. Ve bu ödeme yöntemleri içerisinde direk banka hesabına ödeme seçeneği de var. Bu yüzden ödeme alt limitinin 25 TL'ye çıkması haricinde benim adıma iyi bile oldu. PopAds.Net ve Adf.ly'nin ikisi de Payoneer isimli bir şeye ödeme yapıyor. Bir taşla iki kuş vurmak için bu Payoneer'e üye oldum bende. İki çeşit üyelik vardı biri debit card alarak kayıt olmak. İkincisi banka hesabı ile. Ben banka hesabı ile kayıt oldum. Üye olması öyle kolay bir şey değildi. O kadar uğraştıktan sonra üyeliği tamamlarken birde ne göreyim her transfer için 3$ + %1 kesinti var. Ben banka hesabı ile üye oldum acaba her aldığım para direk banka hesabına gidip 3$ + %1 kesinti mi olacak yoksa hesabımda biriktirip de çekebiliyor muyum? Veya parayı alırken kesinti ve çekerken ayrı bir kesinti mi oluyor? Hiç fikrim yok. Çünkü çok karışık bir sistemleri var. İçimden bu Payoneer benim kazandığım üç beş kuruş paranın yarısına çökecekmiş gibi geliyor. Artık PopAds.Net'de 5$'ım olduğunda veya Adf.ly'de 10$'ım biriktiğinde ne gibi bir kesinti olacak ve banka hesabıma parayı nasıl aktaracağım göreceğim.

8 Haziran 2016 Çarşamba

Wolftoon


Yeni Projem isimli yazımda yeni bir projemin olduğundan bahsetmiştim. Erken kalkan yol alır mantığıyla planladığım gibi Haziran ayı gelmeden hemen önce isme karar verip bir blog açtım. Ve o yazıyı yazdığımdan bu yana iyi gelişmeler oldu. Mesela ev arkadaşımın teki yazıcı aldı. Tabii tarayıcısı da var. Bundan dolayı moralim tavan yaptı ve en son üzerinde çalıştığım projeyi tamamladım. Sadece son bölümü (paneli) taratıp yazılarını Photoshop'ta yazması kaldı. Ayrıca üzerinde çalıştığım bir one shot olan "Sana Bir Şey Sorabilir Miyim?" isimli webtoonu da renklendirmeye başladım. Arada sırada tarattığım panellerde mürekkebin siyah değil de açık gri çıkması gibi olumsuzluklar olsa da böyle küçük sorunlardan yılmadan yoluma devam ediyorum.

Fazla uzatmadan bu blogun adresini veriyorum: http://wolftoon.blogspot.com.tr/

Şu an yayınlanmış olarak sadece Sihirli Lamba'nın ilk bölümü ve 2 tane duyuru var. Bu sayı her hafta düzenli bir şekilde artacak. Bu blogu açarken iki vizyon belirledim. Bunlar; Süreklilik ve üretkenlik. Sürekli olarak bir şeyler ürettikçe kendimi geliştireceğime inanıyorum.

Her hafta pazar günü Wolftoon'a girerek Sihirli Lamba'nın yeni bölümünü okumayı unutmayın.

3 Haziran 2016 Cuma

Japonca Öğrenmek

O kadar anime izleyip manga okuyup da bu sayede öğrendiğim Japonca kelimelerle yetinmek olmaz diye düşündüm ve tam anlamıyla Japonca öğrenmeye başladım. Her şeyiyle öğrenmeyi planlıyorum; Dil bilgisi, alfabeleri, kelime bilgisi v.b. Son zamanlarda bir çok değişik şeyle meşgulüm. Bu yüzden ne kadar zaman ayırabilirim bu işe emin değilim. Yine de şu an çalışmalarım çok iyi gidiyor. Hiragana alfabesini öğrenmeye başladım. Japonca kelime dağarcığımı her gün azar azar genişletiyorum. Ve dil bilgisine de giriş yaptım. Şu an dersleri takip ettiğim site de dersler dil bilgisi ağırlıklı bu yüzden ilk bir kaç dersi çalışıp öğrendikten sonra hemen dil bilgisi çalışmayı bırakıp kelime dağarcığımı genişletme ve Hiragana'yı öğrenmeye yöneldim. Çünkü kelime dağarcığı olmadan ve hızlı bir şekilde sadece dil bilgisi üzerinden çalışılan bir dil öğrenilmemeye mahkumdur. İngilizce'yi de bu yüzden öğrenemiyoruz biz.

Japonca öğrenmek istiyorsanız kesinlikle Japon kültürüyle ve Japonların kültürel eserleriyle işli dışlı olmalısınız. Anime, Japon filmleri, Japon dizileri ve diğer Japon yapımı şeyler izlemeli, manga, Japon Light Novel'ları gibi şeyleri okumalısınız ve müzik dinlerken seçiminiz genellikle Japonca müziklerden yana olmalı. Bunları yaparken aynı zamanda Japonya ve Japonlar hakkında araştırmalar yapıp bulduğunuz yazıları okuyup, videoları izleyerek öğrenmek istediğiniz dili konuşanların yaşadığı ülke ve bu dili konuşan insanlar hakkında bilgi edinmelisiniz.

Japonca ile Çincenin karşılaştırılması
Japonca alfabeleri haricinde Türkler için kolay bir dil. Dışarıdan bakanlar Japonca'yı Çince ile bir tutarlar. Çünkü iki dilde karmaşık bir yazı sistemi kullanır. Bir ara Çince öğrenmeye çalışmıştım. Bu yüzden size kendimden emin bir şekilde söyleye bilirim ki Çince'nin yanında Japonca çocuk oyuncağı. Japonca telaffuz olarak Türkçe ile neredeyse aynıdır. Sadece bir iki harf değişik okunur veya bazı durumlarda okunmaz. Ama Çincede 5 ayrı tonlama vardır ve bazı harfler Türkçe'den değişik okunur. Bu yüzden telaffuzu öğrenmek bile başlı başına büyük bir sorundur. Bunu Çince bir şey dinleyerek kendiniz deneyimleyebilirsiniz. Japonlar yazarken 3 alfabe kullanırlar. Bunlardan 2'si hecesel alfabedir ve öğrenmesi çok zor değildir. Öğrenmesi zor olan Japonca'da Kanji denilen Çin kökenli alfabedir. Çinliler ise sadece bu zor olan alfabeyi kullanır. Sadece hecesel alfabeler (Hiragana ve Katakana) ve bir kaç yüz Kanji ile Japonca yazılmış bir çok yazı okunabilirken Japonca'da bu düzeye gelecek kadar zamanı Çinceye harcasanız hala daha Çince yazılara Fransız kalırsınız. Ayrıca en önemli nokta Japonca'nın bir Altay dili olmasıdır. Bu yüzden dil bilgisi de Türkçe'ye benzerdir. Gerçi Çince'ye de dil bilgisi olarak kolay diyorlar. Bu yüzden hala Japonca ile Çinceyi aynı kefeye koyuyorsanız bu düşünceyi kafanızdan atın.

Ayrıca Çin kültürü size ve Türkiye'deki bir çok kişiye çekici gelebilir ama işin içine azda olsa girdiğinizde internet üzerinden Çince öğrenmenin de Çin kültürüyle ilgili şeylere ulaşmanın da İngilizceyi az bilen biri için imkansız olduğunu göreceksiniz. Bu tarz konularda Türkçe işe yarar neredeyse hiç bir kaynak yok. Üstelik Çince ve Çin kültürüyle ilgilenenlerin konuşup tartışacakları bir ortamda yok.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere...

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Dolu Dolu Geçen Günler

Bir önceki yazımda HTML öğrenmeye başladığımdan söz etmiştim. HTML ile ilgili neredeyse her türlü temel şeyi öğrendim ve bunları denedim. Hep merak ederdim acaba sadece HTML kullanarak bir web sitesi hazırlasam ve bunu Hosting'e atsam gösterir mi diye. Bunu da deneme fırsatım oldu. İlerleyen günlerde HTML ile ilgili biraz daha çalışacağım ve bir gün önce öğrenmeye başladığım CSS ile birleştirerek alıştırmalara devam edeceğim. Bir önceki cümlemden de anlayacağınız üzere HTML bittiği gibi CSS çalışmaya başladım.

Ayrıca dün boş bir zamanımda yeşil kart ile ilgili araştırma yaptım. Çoğunuz reklamlarını görmüşsünüzdür. "Amerika şu kadar bin göçmen alıyor sen de baş vur Amerikan rüyası gerçek olsun" tarzı reklamları. Bir ay önce Amerika Birleşik Devletlerinin gerçekten böyle bir uygulaması olduğunu öğrendim. Üstelik bedava bir uygulama. İnternet üzerinden bir form dolduruyorsunuz ve çekilişle her yıl 50.000 kişi yeşil kart kazanıyor. Yeşil karta sahip olduğunuz zaman oy kullanabilmek haricinde Amerikan vatandaşlarıyla eşit haklara sahip oluyorsunuz. 5 Sene boyunca Amerika'da ikamet ettikten sonra da tamamen Amerikan vatandaşı olabiliyorsunuz. Bu çok ilgimi çekti benim. şansımı denemeye karar verdim. Ama baş vurular eylül veya ekimde açılıyormuş. Ayrıca 2016 yılında 2018 yılında gitmek için başvuruyorsun. İlerleyen günlerde bunun hakkında kapsamlı bir yazı yazabilirim.

5-6 Gün önce Yeni Projem isimli bir yazı yazmıştım. Bu yazıda bahsettiğim proje için blogu açtım ve ilk düzenlemeleri ve kayıtları girdim. Ayrıca iki tane bitmiş projemi de birer hafta arayla yayınlanmak üzere planladım. Projemin ev sahipliğini yapan bloga buradan ulaşabilirsiniz. Yakın bir zamanda bu projeyle ilgili olan 2 projemi de bitirip yeni projelere başlamak istiyorum. Yakında bu projeyi ayrıntılı olarak tanıttığım bir yazı daha yazacağım burada.

Son günlerde ilgilendiğim şeyler bunlara sınırlı değil. Bir kaç haftadır Efe Aydal isimli bir abimizin videolarını severek izliyorum podcastlarini severek dinliyorum. Efe Aydal sayesinde Podcast denilen olaydan haberim oldu. Format hoşuma gittiği için bende denemek istiyorum. Laptopun mikrofonu ile kayıt yapmayı denedim ama çok cızırtı oldu yakın bir zamanda telefona iyi bir uygulama kurarak tekrar denemeyi düşünüyorum.

Şimdilik bu kadar. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle...

27 Mayıs 2016 Cuma

Web Tasarımı Öğrenmeye Başladım

Yaklaşık 2 hafta önce light novelını okuduğum ve sonrasında animesini de izlediğim NHK ni Youkoso! isimli seriden de etkilenerek hikikomori gibi olan yaşam tarzımı değiştirmek için düşüncelere daldım. İlk olarak isteklerimi ve yapabileceklerimi listeledim. Bu yüzden çizme ve yazma işiyle başladım. Sonrasında da para kazanma şansımın daha çok oldduğu ve her zaman merak ettiğim web tasarıma düzenli olarak vakit harcamaya başladım.

Önceden bilsem de sağlam bir giriş yapmak için HTML ile web tasarıma giriş yaptım. HTML'i öğrenmek için kullandığım kaynak Html Dersleri isimli bir site. Bu sitenin en çok sevdiğim yanı neyin ne işe yaradığını doğru düzgün yazmışlar ve dersleri iyi bir sıraya koymuşlar.

Öğrenmede öğrendiğini yazmanın çok faydalı olduğunu savunan biriyim. O yazdıklarına bir daha bakmayacak olsan bile yazacağın şeyin tamamını ilk başta duyuyorsun veya okuyorsun. Sonra yazacağın şeyi bölüm bölüm okuyorsun ve duyuyorsun. Sonra yazmadan hemen önce bir kaç kelime bir kaç kelime tekrar tekrar ediyorsun. En son yazma eylemini gerçekleştirirken aklından tekrar ediyorsun. Bu sayede öğrenmek istediğin şeyler kafana iyice yerleşmiş oluyor. Ben de bu yüzden bu sitedeki dersleri yazarak tekrar Html öğrenmeye başladım. Her dersin sonunda da öğrendiğim etiketleri not defteri yardımıyla deniyorum. Ayrıca sadece not defterine yazıp .htm uzantılı kaydedip tarayıcıda açarak bir yere varamam düşüncesiyle free bir hosting aldım ve yaptığım web sayfasını buraya atmayı denedim. Sonuç düşündüğüm gibi olmasa da başarılıydı. Web tasarımı konusunda yazacağım bir sonraki yazıda muhtemelen hazırladığım web sitesini sizlerle paylaşacağım (Tabi doğru düzgün bir şey yapabilirsem :D).

Html'ye çalışırken Bilgisayar Mühendisliği okuyan bir arkadaşıma danışarak bundan sonraki yol haritamı da çizdim. Html'ye son noktayı koyduğum zaman CSS sonra da Javascript'i öğreneceğim. Bunları da öğrendikten sonra PHP ve veri tabanına bakacağım.

Html öğrenmek için kullandığım site gerçekten çok iyi anlatmış olsa da bildiği şeyleri başkalarına öğretmenin bilgili insanın sorumluğu olduğunu düşündüğümden bununla ilgili bir yazı dizisi hazırlayabilirim. Tabi böyle bir yazı dizisi hazırlarsam html'nin Blogger'da uygulanması ve sadece html ile oluşturulan bir web sitenin internette yayınlanmasına dayalı olur. Kısaca Html'nin basit uygulamaları.

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Yeni Projem

Uzun süredir bir Webtoon portalı açmayı düşünüyordum. Ama Türkiye'de yazan veya çizen kişi azlığı ve onlarında çok az bir kısmının Webtoon'larla ilgilenip Webtoon yapmayı düşünmesi nedeniyle ilk adımı tek başıma atmaya karar verdim. Bunun için çeşitli planlar yapıyorum. Malzeme olarak Webtoon'larla ilgilenmeye başladığımdan beri yazıp, çizdiğim şeyleri toparlayıp yayınlayarak başlayacağım. Bunlar "Sana Bir Şey Sorabilir Miyim?" isimli One Shot Webtoon'um, bu blogta da yayınladığım karıncalı karikatürüm ve çizdiğim her türlü şeyden hoşuma en çok gidenler. Ayrıca sadece bunlarla sınırlı kalmayıp karikatür ile Webtoon arasında her bölümü sadece bir panelden oluşan komedi türünde 4 bölümlük bir şey de çiziyorum. Şu an tarayıcımın olmaması nedeniyle neredeyse bütün çalışmalarımı telefonumla fotoğrafını çekerek yayınlayacağım. 

Bu proje ile amacım emek verip yazdığım ve çizdiğim şeylerin kimseye ulaşmadan dosyalarımda kalmasındansa herkese okutmak. Ayrıca bu blog (proje) yardımıyla okuyanların beklentileri sayesinde bu alanda daha üretken olmayı amaçlıyorum. Elimdeki mevcut Webtoon, karikatür ve çizimlerle hafta da bir yayın yayınlayarak sadece 5 hafta sürekliliği sağlayabilirim. Şu an üzerinde çalıştığım proje tamamlandığında ise bu süre 7 haftaya çıkıyor. Yani bir buçuk ay. Bu yüzden bir yandan elimdeki projeyi bitirmeye çalışırken, bir yandan tamamlanmış projeleri Photoshop'da düzenliyorum, bir yandan da yazıp, çizebileceğim yeni projeler düşünüyorum.

Projem'in görünün yüzü şimdilik Blogger alt yapısını kullanan bir blog olacak. Ama en önemli konu olan isim belirleme konusunda bir karara varamadım. Haziran ayı başlayana kadar bir isimde karar kılarak projeye start vermeyi düşünüyorum.